Çalıştay: Antakya Deneyiminden İzmir’e, Türkiye’ye Bakmak

6 Şubat depremlerinden sonra, bütün güç, sürat ve etkinlik söylemlerine rağmen, kamu otoritesi yetersiz kaldı. Kamunun “inşaat” diliyle vaat ettiği “hızla kaldırılacak molozlar” ve “hızla yapılacak konutlar” söylemi de “her şeylerini” kaybeden ve duyulmayan insanların ruhlarını daha çok yaraladı.

Bu yüzden, ilk olarak, yıkılan bütün şehirlerde hayatta kalmış insanların hissettikleri derin yalnızlık ve çaresizlik duygusunu anlamak ve anlatmak gerekiyordu. Bu amaçla bir depremden en çok etkilenen şehir olarak Hatay’da yurttaşların taleplerini ve seslerini dinlemek ve bunu kamusal alana taşımak üzere bir saha araştırması yaptık. Bir anlamda Hatay’ın yeniden inşasında, yurttaşı dinlemeyen hiçbir politikanın tatmin edici olamayacağını aklıda tutarak, “yurttaş katılımının” en önemli bileşenlerden biri olduğunun altını çizmek istedik.

Araştırmayı 3-7 Temmuz 2023 tarihleri arasında, Antakya, Defne ve Samandağ’da yürüttük. Özellikle depremde yara sarma faaliyetlerine katılmış, sivil toplum örgütü üyesi olsun veya olmasın, görece aktif vatandaşlarla (kadın, erkek, farklı meslek ve yaş gruplarından 37 kişiyle) “derinlemesine görüşme” yaptık. Araştırma bulgularını Deprem Sonrası Hatay’ı Yeniden Kurmak: Vatandaşların Beklentileri ve Katılımı başlığıyla bir rapora dönüştürdük.

Antakya deneyimi üzerinden İzmir’i, Türkiye’yi düşünmek…

Yaptığımız araştırmanın içerdiği veriler, boyutları tasavvur edilemeyecek bir felaketi ve bu felaketin yarattığı ruh halini bize anlatıyor. Ancak bu verilerin sadece bir raporun sayfaları arasında kalmaması, Antakya’nın ve Antakyalıların bize anlattıklarının çok daha geniş platformlarda tartışılması için bir çalıştay düzenlemeye karar verdik.

Bu çalıştayı, BAYETAV’ın kurulu olduğu İzmir başta olmak üzere, bütün Türkiye’nin Antakya’yı duyması gerektiği ve olası bir deprem karşısında artık çok yönlü düşünülmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, 6 Aralık 2023’te İzmir’in çeşitli akademik, yerel yönetim ve sivil toplum aktörlerinden 26 kişiyle birlikte gerçekleştirdik.

Çalıştayda temel olarak şu üç soruya cevap aradık:

  • Antakya’dan (ve Maraş’tan, Adıyaman’dan, Malatya’dan) gelen sesi İzmir’e, Türkiye kamuoyuna nasıl taşırız?
  • İzmir’de ve Türkiye’nin diğer şehirlerinde afet olması durumunda toplumun çok sesliliği ve çoğulluğu içinde şehri yeniden nasıl inşa edebiliriz?
  • İzmir’in aktörleri olarak, deprem örneğini de düşünerek, İzmir’de vatandaşların katılımı için nasıl bir hazırlık yapabiliriz?

Araştırmanın içeriğine paralel olarak, çalıştayda öne çıkan 7 temada kısa videolar hazırladık. Bu tematik videolara aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz:

Çalıştaydan çıkan çok önemli sonuçlar arasında şu konunun altını çizmek gerekiyor. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında çok yönlü işbirliği ve iletişim kurulması, yurttaşların afetlere aktif olarak hazırlanması ve yerel aktörlerle çok güçlü bir güven ve dayanışma ilişkisi geliştirilmesi gerektiği anlaşılıyor. Ancak böyle bir “aktif yurttaşlık” bilinci ve hareketi geliştirebilirsek, kamu otoritesini de yapması gerekenler konusunda ikna edebiliriz.